Akademisyen, yazar, sosyolog.
İlköğrenimini İskilip’te, ortaöğrenimini ise Çorum Lisesi’nde tamamladı. 1962 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Ardından Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde asistan olarak akademik hayatına başladı.
1965–1971 yılları arasında Erzurum’da sürdürdüğü akademik çalışmaları sırasında “Alikan Aşireti Üzerine Sosyolojik Bir İnceleme” başlıklı doktora teziyle Türkiye’de sosyoloji bilimine önemli katkılarda bulundu. Ancak 12 Mart 1971 askeri müdahalesi sonrası, Marksist propaganda yaptığı iddiasıyla üniversiteyle ilişiği kesildi ve hakkında davalar açıldı.
Beşikçi, özellikle Kürt sorunu üzerine yaptığı araştırmalar ve yazılar nedeniyle hayatı boyunca yoğun baskılarla karşılaştı. Sekiz kez cezaevine girip çıkan Beşikçi, toplamda 17 yılını cezaevinde geçirdi. 1999’a kadar süren davalar sonucunda kendisine 100 yılı aşkın hapis ve yüksek para cezaları verildi. Çalışmalarının büyük bölümü yasaklandı; yayımladığı 36 kitaptan 32’si Türkiye’de toplatıldı.
Akademik ve entelektüel yaşamında bilimin özgürlüğünü, devlet ideolojisinin sorgulanmasını ve düşünce özgürlüğünü savunan Beşikçi, “Sarı Hoca” lakabıyla da tanındı. Eserlerinde Doğu Anadolu’nun toplumsal yapısı, Kürtlerin zorunlu iskân politikaları, resmi tarih anlayışı, bilim yöntemi ve demokrasi konularına odaklandı.
Ulusal ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görülen Beşikçi’ye, 2012 yılında Uluslararası Hrant Dink Ödülü, 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. 2014’te ise Ermeni Soykırımı üzerine çalışmaları nedeniyle Batı Ermenileri Kongresi ve Erivan Devlet Üniversitesi tarafından Kevork Surenyants Nişanı ile onurlandırıldı.
Yaşamını Ankara’da sürdüren İsmail Beşikçi, bugün hâlâ düşünce ve özgürlük mücadelesinin sembol isimlerinden biri olarak kabul ediliyor.