Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Katılım Bankaları Birliği ile Birleşik Krallık İhracatın Finansmanı Kuruluşu (UK Export Finance) tarafından düzenlenen İslami Finans Zirvesi'nin açılışında sunum yaptı.
Bakan Şimşek, yaptığı sunumda, İslami finansın mevcut sorunlara önemli çözümler sunmasına rağmen küresel finansal varlıkların yalnızca yüzde 1'ini temsil ettiğini söyledi.
Küresel İslami finans piyasasının 5,3 trilyon dolar büyüklüğe ulaştığını dile getiren Bakan Şimşek, Türkiye'de İslami finansın bankacılık sektörü varlıklarının yüzde 8'ini oluşturduğunu aktardı.
Şimşek, Türkiye'nin İslami finansman gelişmişlik endeksinde 136 ülke arasında 10'uncu sırada yer aldığını ancak ilk 5 ülke arasında olmayı hedeflediğini ifade etti.
KÜRESEL EKONOMİYİ ETKİLEYEN BELİRSİZLİKLER
Küresel ekonomiyi etkileyen belirsizliklere dikkati çeken Bakan Şimşek, şu ifadeleri kullandı;
"Tüm bunlar göz önüne alındığında, küresel büyüme yavaşlıyor ve Küresel Güney'e kayıyor. Dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,2 ile yüzde 2,5 arasında büyümesi bekleniyor ki bu oranlar, 10-15 yıl öncesine göre oldukça düşük. Bu koşullarda, şu soruyu sormak gerekiyor. Refah yaratmak için başka bir seçenek, başka bir model mümkün mü? İşte İslami finans tam bu noktada devreye giriyor."
Şimşek, Türkiye ve İngiltere'nin İslami finans alanında işbirliği yapabileceği birçok alan olduğunu vurgulayarak, İslami finansmanın geleneksel muadillerine kıyasla daha dayanıklı olduğunu ve kriz zamanlarına daha fazla istikrar ve likidite sağlayabildiğini aktardı.
ENFLASYONDA HEDEF TEK HANE
Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri de anlatan Şimşek, enflasyonun hızla gerilediğini dile getirdi ve şunları ekledi;
''Türkiye ekonomisi, dezenflasyon sürecinde. Programımız kapsamında, enflasyonun 2027'de tek hanelere inmesini hedefliyoruz. Oldukça iyi ilerleme sağlıyoruz. Geçen yıl enflasyon, yüzde 72 seviyesindeydi. Şu anda yüzde 35'te. Cari açık oldukça dengesizdi ancak geçen yıla baktığımızda, altın hariç, cari fazla verdik. Bu, yıllardır süren dış dengesizliğin ardından geldi. Deprem, Türkiye'nin mali pozisyonunda büyük bir darbe yarattı, ancak tarihsel olarak çok temkinli bir mali duruşumuz var ve bu da daha düşük borçluluk oranlarında kendini gösteriyor. Geçen yıl bu oran, yaklaşık yüzde 25'ti. Dolayısıyla, mali konsolidasyon çabalarımız, Merkez Bankası'nın dezenflasyon hedeflerini destekleme arzumuzdan kaynaklanıyor.''
''Bu yıl yüzde 3,1'lik bir bütçe açığı hedefini belki tutturamayabiliriz çünkü gelir performansı beklediğimiz kadar güçlü değil. Ama bu çok büyük bir mesele değil. Kırılganlıkları azalttık ve ekonomimizin dayanıklılığını artırdık. Son birkaç ayda gerçekten zorlu süreçlerden geçtik ve uyguladığımız programın Türkiye'yi şoklara karşı dirençli hale getirdiği kanıtlandı." diyen Bakan Şimşek, kur korumalı mevduatların Ağustos 2023’teki zirve seviyesine göre yaklaşık 130 milyar dolar gerilediği bilgisini vererek, "Rezervlerimiz güçlendi. Türkiye’nin net döviz rezervleri haziran sonu itibarıyla Mayıs 2023’e göre yaklaşık 89 milyar dolar arttı, şu anda daha da yüksek. Uluslararası tanımlara göre rezerv yeterliliğine ulaşmış durumdayız. Risk primi düşüşte, ama hala yüksek seviyede." diye konuştu.