Türkiye'deki sağlık hizmetleri, Sosyal Güvenlik Reformu sonrasında önemli değişikliklere sahne oldu. 2015 yılından itibaren doktorların statüsü, çalışma biçimleri ve emeklilik şartları, büyük bir dönüşüm geçirdi. SGK uzmanı İsa Karakaş, bu süreçteki değişimlerin doktorlar üzerindeki etkilerini Türkiye Gazetesi'nde yazmış olduğu köşe yazısında ele aldı.
ESKİ DÜZENLEMELER
Eski SSK Kanunu, çalışma ilişkilerini oldukça net bir şekilde belirlemişti. Ancak, 5510 sayılı SGK Kanunu’nun devreye girmesiyle sağlık sektöründe karmaşık bir yapı ortaya çıktı.
2015 yılındaki düzenlemeler, doktorların çalışma statülerini değiştirerek onları, sağlık hizmeti veren kurumların sahibi veya bağımsız çalışan birer "patron" yapmayı amaçladı. Bu değişiklikler, sağlık kuruluşları ve doktorlar için bir dizi suistimale yol açtı.
SGK denetimlerinde yaşanan kafa karışıklığı, doktorların çalışma statülerinin net olmaması nedeniyle arttı. 5510 sayılı Kanun'daki belirsizlikler, sağlıkta çeşitli suistimalleri beraberinde getirdi. Ancak Sağlık Bakanlığı, bu karmaşayı çözmek için önemli bir adım attı ve "Sağlık Torba Kanunu"nu hayata geçirdi.
YENİ DÜZENLEME İLE GELECEK NE GETİRİYOR?
Yeni düzenleme, doktorların Bağ-Kur’a geçişinin önünü kesiyor ve onları SSK (4/1-a) statüsünde daha cazip şartlarla emekli olma imkânına kavuşturuyor. 9000 gün prim ödeyemeyen doktorlar, bu düzenleme ile erken emeklilik şansı yakalayacak.
DOKTORLARA SUNULAN EKSTRA HAKLAR
Bunun yanı sıra, yıllık izin, kıdem tazminatı gibi işçi hakları da sağlık sektöründe çalışan doktorlar için yeniden düzenleniyor. Bu düzenlemeler, doktorların çalışma koşullarını iyileştirerek, sağlık hizmetlerinin kalitesinin artmasını sağlayacak.
İsa Karakaş, bu yeni düzenlemenin sağlık sektöründeki mevcut sorunları çözeceğini ve doktorların haklarını daha iyi koruyarak, sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracağını vurguluyor.