2025’in ilk yarısına ait ticari gayrimenkul raporu, Türkiye ekonomisinin içler acısı hâlini bir kez daha gözler önüne serdi. Kiralar rekor kırarken, yatırım durmuş, lojistik hacim çökmüş durumda. Rapora göre sektörü ayakta tutanlar yalnızca döviz zengini şirketler ve lüks tüketiciler.
METREKARE BAŞINA 46 DOLARA YÜKSELDİ
Cushman & Wakefield TR International tarafından yayımlanan rapora göre, İstanbul’da birincil ofis kiraları metrekarede 46 dolara çıkarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Dolar bazında yüzde 10, TL bazında ise yüzde 31 oranında artan kiralar, 1.779 TL’ye dayandı. Bu fiyatlar, dövize erişimi olmayan yerli işletmeler için ofis sahibi olmayı hayale çevirdi.
Levent bölgesi kirada başı çekerken, Anadolu Yakası’nda 35 dolar, Maslak ve Esentepe-Gayrettepe hattında 32 dolarlık kira bedelleri gözlemlendi. Ankara ve İzmir ise 20 dolarla listede alt sıralarda yer aldı. Ancak her bölgede ortak sorun aynı: Yeni arz yok, olanı da yalnızca yabancı sermaye veya büyük holdingler karşılayabiliyor.
Kiralarda yaşanan bu artış, firmaları yeni yer aramaktan vazgeçirip mevcut ofislerine mahkûm etti. Kiralamaların yüzde 81’i yeni sözleşmelerden oluşsa da, geçen yıla kıyasla yüzde 30’luk daralma dikkat çekiyor. Bu, piyasadaki sıkışmanın açık bir göstergesi.
Sanayi ve lojistik tarafında tablo daha da vahim. Kiralama hacmi yüzde 33 düşüşle 120.959 metrekareye geriledi. Üretimin duraksadığı, nakliyenin azaldığı, şirketlerin küçüldüğü bir ekonomik zeminde, lojistik talep de çökmüş durumda.
Perakende sektöründe ise çarpıklık göze çarpıyor. Ana caddelerdeki 250 dolarlık metrekare fiyatları, sadece lüks moda markaları ve zincir kahveciler için sürdürülebilir hâle geldi. Orta sınıf perakendeciler pazardan silinirken, yeni AVM yatırımı yapılmadı; arz yerinde sayıyor.