İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, TBMM'de Terörsüz Türkiye sürecini eleştirdi ve değişim çağrısı yaptı.

İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, TBMM'de konuşarak 15 Temmuz'u milletin birlik günü olarak tanımladı. Terörsüz Türkiye'yi savunan Dervişoğlu, hukuk devletinin terörsüzlüğün anahtarı olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin değişime ihtiyacı olduğunu ekonomik ve siyasi açıdan dile getirdi.

İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet dileyerek, "15 Temmuz, bize göre milletin, devletini sokaktan topladığı acı bir gündür. 15 Temmuz’da yaşadıklarımız kadar, bu kara güne getiren süreç ve sonrası da acıdır. Düşünmemiz gereken asıl konu bugün 15 Temmuz’u nasıl anlayıp, değerlendirdiğimizdir" dedi.

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, "Ağaçtan meyve toplar gibi, sabah operasyonları ile belediye başkanı ve siyasetçi toplanmaktadır. Hakimler, savcılar, bizzat kendi davalarına bakmaktayken, Adalet Bakanının tek işi, ‘Türkiye bir hukuk devletidir’ açıklaması yapmaktır. İşte Terörsüz Türkiye de budur. Türkiye, ne kadar hukuk devletiyse, ancak o kadar terörsüzdür. Oysa bunlar için terörsüz Türkiye, Türkiye’de artık teröriste, terörist denilmeyecek demektir. Ortadan kalkan ne terördür, ne teröristtir, ne PKK’dır, ne de bölücü emperyal ajandalardır. İktidar artık, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne yönelik kalkışmaları, suç olarak görmeyecek demektir" diye konuştu.

"SİLAHLA YAPAMADIKLARINI UZLAŞMAYLA YAPALIM DİYORSUNUZ"


Dervişoğlu, "'Mustafa Kemal’in askeriyiz' dedikleri için genç teğmenlerimizi okuldan atıyorlar; PKK’lıları askere almaktan bahsediyorlar. Mağarada, yanarak mı, zehirlenerek mi, bombayla mı, çatışmayla mı şehit olan 12 askerimize ne olduğunu, neden olduğunu doğru dürüst açıklayamayanlar; daha şehitlerin bedenleri toprağa kavuşmamışken, İmralı postacılarıyla sarayda görüşenler, PKK’lıları askere alabileceğinden bahsediyorlar; bunu da makul bir şeymiş gibi anlatıyorlar. Ne yapacaksınız mesela? Askere silah sıktıkları günleri, acemilikten mi sayacaksınız? Dün FETÖ'ye teslim ettiğiniz şanlı ordumuzu, bugün de PKK’lı teröristlerle mi zehirleyeceksiniz? Dün, istihbarat örgütlerine mezatla dağıttığınız kozmik odaya, bu defa da Kandil katillerini mi sokacaksınız? Silahla yürütülen 50 senelik bir kanlı hareket var. Amacı ne; etnik ve bölgesel bir parçalanma. Şimdi diyorsunuz ki; siz o silahları bırakın, biz bu amacı birlikte gerçekleştirelim. Yani silahla yapamadıklarını, sözle, uzlaşmayla, anlaşmayla yapalım diyorsunuz, öyle mi?" dedi.

"HERKES BİR ŞEYLERİN DEĞİŞMESİ GEREKTİĞİNDE HEMFİKİR"


Tarihi bir yol ayrımında olunduğunu söyleyen Dervişoğlu, "Biz hakkı ve hakikati savunuyoruz. Hak ve hakikat yanında saf tutmak zor iştir. Hakikati savunmak, bunca yalanın, bunca sahtekarlığın, bunca ihanetin olduğu bir çağda, çok daha zor bir iştir. Emperyalizmin maşası terör örgütü bize saldırıyor. Bu örgütün bir başı olan İmralı ile diğer başı olan Kandil bize saldırıyor. 15 Temmuz’a kadar iktidarla birlikte yürüyen, menfaatleri çatışınca da darbeye kalkışıp milletimize kurşun sıkan FETÖ'cüler bize laf yetiştiriyor. İlginçtir, bu şer odaklarına karşı tavırlı olması, onlara karşı hakkın hakikatin yanında durması gereken iktidar da bize saldırıyor. Ortağı da bize saldırıyor. Bunların ilişkileri de bir garip. Ya hasımken hısım oluyorlar ya da hısımken hasım oluyorlar. Sonra her şart ve fırsatta tekmili birden bize saldırıyor. Demek ki doğru yoldayız. Türkiye'de bir hayalet dolaşıyor, değişim hayaleti. Herkes bir şeylerin değişmesi gerektiğinde hemfikir. Ama ne değişmeli? Hepimiz görüyoruz ki, tarihi bir karar ve tarihi bir yol ayrımındayız. Evet, artık ayan beyan bellidir ki bir şeyler değişmeli. Bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah da onu değiştirmez" dedi.

"TARIMDA KAZANAN ÇİFTÇİ DEĞİL İTHALATÇIDIR"


Dervişoğlu, ekonomiye de değinerek, "İhale kanununun yüzlerce defa değişmesi, Türk milleti daha iyiye ulaşsın diye değildir. Her ay bir maden yasasının çıkmasından, her ay bir başka ormanın imara açılmasından ne senin ne de evlatlarının cebine girecek tek bir kuruş yoktur. Her yasayla kaybolan bir başka zenginlik, bizzat senin olanın, senin onay verdiğin yalanıyla, senden çalınmasından ibarettir. Bugün tarım, sanayi ve ticaret yine aynı imtiyaz odaklarınca çökertilmiş durumdadır. Bu yüzden tarımda kazanan çiftçiler değil, ithalatçılarıdır. Bu yüzden sanayide kazanan üreticimiz değil, faizcilerdir. Ve yine bu yüzden ticarette kazananlar, işini dürüstçe yapanlar değil; saraydan şahsına özgü vergi ve gümrük imtiyazları çıkartıp, vurup kaçanlardır. Mafyalaşmanın sebebi budur, çeteleşmenin sebebi de budur" dedi.

İLGİLİ HABERLER