Mary Celeste’nin Laneti: Hiçbir İz Bırakmadan Kayboldular

1872’de okyanusta terk edilmiş halde bulunan Mary Celeste’in mürettebatı sonsuza dek kayboldu. Ne ceset vardı, ne iz. Tüm zamanların en büyük deniz gizemi.

Mary Celeste’in Gizemi: Okyanusta Terk Edilmiş Ama Bozulmamış Bir Hayalet Gemi1872 yılında Atlantik Okyanusu’nda terk edilmiş halde bulunan Mary Celeste, denizcilik tarihinin en büyük ve hâlâ çözülememiş sırlarından birine dönüştü.

Sessiz Başlayan, Gizemle Biten Bir Yolculuk7 Kasım 1872’de New York’tan İtalya’nın Cenova limanına doğru yola çıkan Mary Celeste, taşıdığı 1701 varil endüstriyel alkol ve tam donanımlı mürettebatıyla sorunsuz bir yolculuk planlıyordu.

Geminin kaptanı Benjamin Briggs, eşi Sarah ve iki yaşındaki kızları Sophia ile birlikte yola çıkmıştı.

Deneyimli mürettebat, iyi hava koşulları ve sağlam bir gemi; hiçbir felaketin habercisi değildi.

Ancak bu rutin sefer, tarihin en ünlü denizcilik gizemlerinden biri hâline gelecekti.

Terk Edilmiş ve Sahipsiz5 Aralık 1872'de, Mary Celeste Atlantik Okyanusu’nda Azor Adaları'nın 400 mil doğusunda İngiliz yelkenlisi Dei Gratia tarafından bulundu.

Geminin kaptanı David Morehouse, Mary Celeste'in rotasını biliyor, hatta kaptan Briggs ile arkadaşlıkları bulunuyordu.

Gemiyi yakından incelemek üzere bir ekip gönderildi.

Karşılaşılan tablo tüyler ürperticiydi:Gemide hiç kimse yoktu.

Yelkenlerin bir kısmı hâlâ bağlıydı, yiyecek ve su stoğu tamdı.

Kaptan ve mürettebatın kişisel eşyaları, mücevherleri, paraları yerli yerindeydi.

En çarpıcı detay: alkol dolu variller dahi eksiksizdi.

Ancak can kurtarma botu kayıptı.

Bu, tek somut ipucuydu.

Gizemin Derinliği: Ne Oldu?

Kaptan Briggs, ailesi ve yedi mürettebat üyesi, hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmuştu.

Cinayet, korsanlık, fırtına, hatta doğaüstü teoriler gündeme geldi.

Ancak gemide şiddet, hasar ya da panik izine dair en ufak bir kanıt bile yoktu.

Akla Yatkın Teori: Alkol Buharı ve Panik KaçışıBugüne dek en çok kabul gören senaryo şu oldu:Endüstriyel alkol taşıyan varillerden bazılarında sızıntı olmuş olabilir.

Ortaya çıkan buharlar, mürettebatı patlama korkusuna sürükledi.

Destekleyici bulgular:Bazı varillerin boş olduğu tespit edildi.

Ambar kapakları açıktı, bu da geminin havalandırılmaya çalışıldığını gösteriyor.

Can kurtarma botunun yokluğu, kısa süreli tahliye niyeti taşıdıklarını düşündürüyor.

Ancak bu teori de eksiksiz değil.

Patlama yaşanmamıştı ve gemi sapasağlamdı.

Eğer kaçış geçiciyse, neden kimse geri dönmedi?

Komplo Teorileri ve Doğaüstü YorumlarTerk edilmiş ama zarar görmemiş bu gemi, kısa sürede halk arasında efsaneye dönüştü. İşte bazı spekülasyonlar:Korsan saldırısı: Ancak değerli eşyaların eksiksiz oluşu bu ihtimali çürütüyor.

Deniz canavarı teorisi: Popüler ama hiçbir fiziksel kanıt yok.

Doğal afet ya da su hortumu: Gemide yapısal hasar olmaması bu olasılığı zayıflatıyor.

Morehouse komplosu: Dei Gratia kaptanının ödül için cinayet işlediği öne sürüldü ama delil bulunamadı.

Mary Celeste’in Karanlık MirasıTarihçiler, Mary Celeste’in geçmişinde yaşanan kazalar, yangınlar ve kaptan ölümleri nedeniyle bu gemiyi “lanetli” olarak nitelendirdi.

Bu efsane, doğaüstü korkularla beslenerek bugüne kadar ulaştı.

Geminin keşfinden sonra açılan resmî soruşturma, her ipucunu değerlendirmesine rağmen, buharlaşmış gibi kaybolan insanların akıbetine dair hiçbir somut sonuca ulaşamadı.

Cevapsız Sorular, Kalıcı Bir EfsaneMary Celeste hâlâ akıllarda şu sorularla yer ediyor:Mürettebat neden sağlam bir gemiyi terk etti?

Can kurtarma botu nereye gitti?

Cesetlere neden ulaşılamadı?

Denizcilik tarihinin en ünlü “hayalet gemisi”, üzerinden geçen 150 yıla rağmen gizemini koruyor.

İLGİLİ HABERLER