Son dönemde, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, balda taklit ve tağşiş oranı giderek artıyor.
Özellikle şeker şurupları, glikoz ve mısır şurupları gibi katkı maddeleriyle üretilen sahte ballar, doğal balın yerini alarak hem tüketiciyi yanıltıyor hem de arıcılıkla uğraşanların emeğini zedeliyor. Bu durum, halk sağlığını tehdit etmenin yanı sıra, arıcılık sektörünün sürdürülebilirliğini de tehlikeye atıyor.
SAHTE BAL NASIL ANLAŞILIR?
Gerçek bal ile sahte bal arasındaki farkları anlamak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Ancak, uzmanlar bu yöntemlerin kesin sonuçlar vermediğini ve en güvenilir sonucun laboratuvar analizleriyle elde edilebileceğini belirtiyor.
Örneğin, balın kristalleşme süresi, rengi, kokusu ve tadı gibi özellikler, balın saflığı hakkında ipuçları verebilir. Ancak bu yöntemler sahteciliği tespit etmek için yeterli değildir.
Laboratuvar ortamında yapılan analizler, balın içeriğini detaylı bir şekilde inceleyerek, taklit ve tağşiş olup olmadığını belirleyebilir. Bu analizler arasında polen tespiti, şeker profili analizi ve nükleer manyetik rezonans (NMR) gibi yöntemler bulunmaktadır. Bu sayede, balın gerçek mi sahte mi olduğu kesin bir şekilde ortaya konulabilir.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, piyasanın taklit ürünlerden arındırılmasını istediklerini belirterek, "Gerçek balın piyasada hakim olmasını amaçlıyoruz" dedi.
Şahin, 1 kilogram balın arıcıya maliyetinin 261 lira olduğunu, ancak market raflarında bu fiyatın çok altında satılan balların sahte olma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın laboratuvarlarında balın saflığını ölçecek NMR makinelerinin 2025'ten itibaren kullanılacağını duyurdu.
Balda taklit ve tağşiş, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sağlık açısından da ciddi riskler taşımaktadır. Tüketicilerin, bal alırken güvenilir markaları tercih etmeleri, etiket bilgilerini dikkatlice okumaları ve mümkünse ürünün laboratuvar analiz raporlarını incelemeleri önemlidir.
Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın açıkladığı taklit ve tağşiş listelerini takip ederek, şüpheli ürünlerden kaçınılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, gerçek balın tadı, kokusu ve faydaları, sahte ballara göre çok daha farklıdır.
GERÇEK VE SAHTEYİ AYIRT ETMEK İÇİN UYGULANABİLECEK 3 TEST
1. Kristalleşme Testi:
Gerçek Bal: Doğal bal, zamanla kristalleşir. Bu, balın içeriğinde doğal şekerlerin bulunmasından kaynaklanır ve normal bir süreçtir. Balınız kristalleşiyorsa, bu büyük olasılıkla gerçek baldır.
Sahte Bal: Taklit bal genellikle kristalleşmez. Şeker şurupları ve glikoz gibi katkı maddeleri içerdiği için, sahte balın bu doğal kristalleşme özelliği bulunmaz.
2. Alev Testi:
Gerçek Bal: Bir parça pamuk veya bezin ucuna gerçek bal koyup ateşe tutarsanız, pamuk hızlıca yanar. Gerçek bal, su içermez ve bu nedenle yanmaya müsaittir.
Sahte Bal: Sahte bal, genellikle su içerdiği için bu testte alevlenmez veya daha zor yanar.
3. Su Testi:
Gerçek Bal: Birkaç damla balı bir bardağa su koyarak içine bırakın. Gerçek bal hızla suyun dibine çöker ve suyun içinde yayılmadan topaklanır.
Sahte Bal: Sahte bal, içerdiği şeker ve katkı maddeleri nedeniyle suya karışır ve yayılır. Gerçek bal gibi hızla dibe çökmez.