İran, geçtiğimiz ay ABD ve İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının ardından AB ile nükleer görüşmeler için masaya oturdu.
Görüşmeler İstanbul’daki İran Konsolosluğu’nda başladı. Masada İran ile birlikte Avrupa Birliği ve Fransa, Almanya ve İngiltere'den oluşan E3 ülkeleri yer aldı.
İran ve Avrupa Birliği'nin önde gelen ülkeleri, Körfez ülkesinin nükleer kapasitesinin sınırlarını belirlemek için çetin müzakerelere başladı.
GÖRÜŞMEDE NELER KONUŞULUYOR?
Anlaşma, İran’a yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasını, karşılığında da Tahran’ın nükleer programına sınırlamalar getirilmesini öngörüyordu. 2015 atılan imzalar, Avrupa için hala geçerli.
Ancak ABD 2018’de anlaşmadan çekildi. Şimdi, bu çerçeveyi belirleyen BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararı 18 Ekim’de sona erecek.
Eğer taraflardan biri, en geç 30 gün öncesinden "geri getirme" mekanizmasını devreye sokmazsa, İran’a uygulanan tüm BM yaptırımları kaldırılacak.
Avrupa ise, İran'a bu anlaşamayı yineleyen imzayı attırmak için yaptırımları silah olarak kullanıyor.
İRAN İÇİN 'ANLAMSIZ VE TEMELSİZ'
Diplomatik kaynaklara göre, bu adımlar arasında ABD ile görüşmelerin yeniden gündeme alınması, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’yla tam iş birliği yapılması ve geçen ayki saldırılardan bu yana akıbeti bilinmeyen 400 kilogramlık yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumla ilgili net bir açıklama yapılması gerekiyor.
Görüşmeler başlamadan dakikalar önce İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, devlet ajansı IRNA’ya yaptığı açıklamada "BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının süresinin uzatılmasına dair konuşmalar bizim için anlamsız ve temelsizdir" dedi.
İran, nükleer kapasitesini geliştirmesini "ulusal şeref meselesi" olarak tasvir ediyor. Nükleer silah üretmediğinin altını çizen İran, nükleer anlaşmalara artık kulak asmıyor.