ABD-Rusya Nükleer Restleşmesi Tarihinde Yeni Bir Dönem
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya'ya yakın bölgelere iki nükleer denizaltı konuşlandırma emri verdiğini açıkladı. Bu karar, Rusya eski Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in açıklamalarının ardından geldi. Medvedev’in "Ölü El" hakkındaki sözleri, tarihteki nükleer restleşmeleri hatırlatırken günümüzde nükleer caydırıcılığın hala kritik bir tehdit olduğunu gösteriyor.
ABD-Rusya Nükleer Restleşmesinin Tarihi
ABD ile Rusya arasında tarihte dört kez nükleer restleşme yaşandı. Trump-Medvedev arasındaki tehditleşme ise bu tarihin en yeni örneği. İki ülke arasındaki gerilim, 1962'deki Küba Füze Krizi'nden 1983'teki Able Archer tatbikatına, 1999 Kargil Krizi'nden 2022 Ukrayna işgaline kadar birçok olayı akıllara getiriyor.
Küba Füze Krizi ve Diğer Nükleer Restleşmeler
1962'de Küba Füze Krizi, ABD ile Sovyetler Birliği arasında nükleer savaş tehdidinin en yüksek olduğu dönem olarak kaydedildi. Kriz, diplomatik çabalar sonucunda sona erdi. 1983'te NATO'nun düzenlediği Able Archer Tatbikatı da nükleer savaş endişelerini artırdı. Benzer şekilde, 1999'da Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan Kargil Krizi de nükleer tehditleri beraberinde getirdi.
Rusya'nın Nükleer Güç Gösterisi
2022'de Ukrayna'yı işgal etmesiyle Rusya, nükleer kapasitesini gündeme taşıdı. Vladimir Putin'in açıklamaları, Batı'ya karşı sert bir mesaj içeriyordu. NATO ve ABD, bu durum üzerine nükleer alarm seviyelerini güncelledi. Geçmişte Kuzey Kore ile yaşanan gerilimlerde de nükleer tehditler gündeme gelmişti.
Ölü El Sistemi ve Nükleer Tehdit
Dimitri Medvedev'in "Ölü El" sistemine değinmesi, Rusya'nın nükleer silahlarının otomatik olarak devreye girebileceğini vurguluyor. Bu sistem, manuel müdahale olmadan nükleer saldırıları başlatabilir. Soğuk Savaş döneminden kalma bu sistem, uluslararası arenada büyük endişelere yol açıyor.
ABD ve Rusya arasındaki nükleer restleşme, tarihsel olarak büyük çatışmalara ve uluslararası gerilimlere yol açmıştır. Her iki ülkenin nükleer kapasitesinin yeniden gündeme gelmesi, dünya barışı açısından endişe vericidir.