Ulusal İstatistik Bürosu (UİB) verilerine göre, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH), Nisan-Haziran 2025 döneminde, geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 5,2 artarak 2024 yılının 3. çeyreğinden bu yana en yavaş artış hızını kaydetti.
Çin'in büyümesine ilişkin piyasa beklentisi ilk çeyrekte yüzde 5,4 büyümenin ardından ikinci çeyrekte yüzde 5,1 büyüyeceği yönündeydi.
İkinci çeyrekteki büyüme oranı, hükümetin bu yıl için "yüzde 5 civarı" beklentisinin üzerinde gerçekleşti. GSYH ikinci çeyrekte, yılın ilk çeyreğine göre yüzde 1,1 artış kaydetti. Yılın ocak-haziran döneminde ise dünyanın ikinci büyük ekonomisi yüzde 5,3 büyüdü.
Çin ekonomisi, 2024'te yüzde 5 büyüyerek hükümetin "yüzde 5 civarında" öngörüsünü yakalamıştı. Hükümet, bu yıl için de aynı oranda büyüme hedefi belirlemişti.
Analistler, ABD ile yaşanan ticaret anlaşmazlığı devam ederken, ikinci çeyrekte yıllık yüzde 5,2'lik büyümeyi Çin ekonomisindeki güçlü direncin bir işareti olarak değerlendirdi.
- Sanayi üretimi arttı
Yıllık cirosu 20 milyon yuanın (yaklaşık 2,72 milyon dolar) üzerindeki sanayi işletmelerinin üretim çıktılarının hesaplandığı sanayi üretimi haziranda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 yükseldi.
Sanayi üretimindeki artış, mayıstaki yüzde 5,9'luk artışın üzerine çıkarken üretim ivmesinin yükselişine işaret etti. Piyasalarda beklenti üretimin haziranda yüzde 5,6 artması yönündeydi.
Çin'de sanayi üretimi 2024 genelinde 5,8 artış kaydetmişti.
Tüketimin ölçüsü kabul edilen perakende satışlar, yüzde 5,6 artış beklentisine karşı haziranda yüzde 4,8 yükseldi. Hükümet, tarife artışlarıyla engellenen dış talebi dengelemek amacıyla bu yıl iç talebi canlandırmaya yönelik politikalara öncelik vereceğini bildirmişti.
Öte yandan, altyapı, taşınmazlar, makine ve donanım harcamalarını içeren sabit sermaye yatırımları, ocak-haziran döneminde yüzde 3,7 beklentilere karşı yüzde 2,8 arttı.
Ülkede mayıs sonunda yüzde 5 olan kentlerdeki genel işsizlik oranı haziranda sabit kaldı. Çin'de yerel yönetimlerin borç problemleri, gayrimenkul sektöründeki düşüş, zayıf iç talep ve fiyat artışlarındaki deflasyon eğilimi gibi kronikleşen problemlere ek olarak bu yıl ABD'nin tarife politikasıyla artan dış belirsizliklerin de ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesi bekleniyor.
