Çin ile Rusya arasında sıkışmış bir kara parçası, 603.000 mil kareyi aşan yüzölçümüyle devasa ama neredeyse bomboş. Burası Moğolistan. Yüzölçümü bakımından dünyanın en büyük kara ülkelerinden biri olan bu topraklarda sadece 3,5 milyon insan yaşıyor. Yani kilometrekare başına yalnızca 2,2 kişi düşüyor. Bu oran, Birleşik Krallık'ın 130 kat altında.
NÜFUSUN YARISI TEK BİR ŞEHİRDE
Ülkenin başkenti Ulan Batur, Moğolistan nüfusunun yaklaşık yarısına ev sahipliği yapıyor. Geri kalan toprakların büyük bir bölümü boş, ya da yerel halkın deyimiyle “özgür”. Geniş bozkırlar, Gobi Çölü ve kuzeydeki dağlık alanlarla kaplı coğrafyada kalabalık bulmak neredeyse imkânsız.
MODERN ÇAĞDA GÖÇEBE HAYAT
Moğolistan’ın nüfusunun yaklaşık %30’u hala göçebe ya da yarı göçebe bir yaşam tarzı sürdürüyor. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, modern çağa rağmen ülkenin kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçası olmaya devam ediyor. At, ulaşımın ve günlük yaşamın vazgeçilmezi. Konutlar ise hâlâ "ger" adı verilen geleneksel yurtlardan oluşuyor.
PİRİNÇ DEĞİL, ET VE ARPA
Sert karasal iklim ve düşük tarım potansiyeli, Moğol mutfağını da şekillendirmiş. Pirinç, çoğu Asya ülkesinde temel besin maddesi olsa da Moğolistan’da kuzu eti, buğday, arpa ve karabuğday daha yaygın tüketiliyor. Bu sade ama protein açısından zengin beslenme biçimi, göçebe yaşam tarzıyla uyumlu.
BOŞ AMA ZENGİN
Coğrafi olarak seyrek nüfuslu görünse de, Moğolistan ekonomik açıdan giderek büyüyen bir potansiyele sahip. Ülke, dünyanın beşte bir oranındaki ham kaşmirini üretiyor. Ayrıca bakır, kömür, altın, tungsten ve molibden gibi zengin maden yatakları, sanayi ve ihracatın temelini oluşturuyor.