Artemisbet JOJOBET
02 Ağustos 2025
İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
En Son Olay Dünya Trump'ın Takvimli Tehditleri: Rusya ve Ukrayna Masasında Çözüm Arayışı Sona Erdi, Şimdi Sıra Çin ve Venezuela'da.

Trump'ın Takvimli Tehditleri: Rusya ve Ukrayna Masasında Çözüm Arayışı Sona Erdi, Şimdi Sıra Çin ve Venezuela'da.

ABD Başkanı Trump, Rusya ve Ukrayna arasında barış görüşmeleri için sert takvimler belirleyerek ülkeleri zorluyor. Ancak, Rusya ve Ukrayna sürelerin sonunda Trump'ın tehditlerine yanıt vermiyor. Benzer bir strateji Kuzey Kore ve Venezuela'da da sonuçsuz kaldı. Diplomatik etkisizlik ve eleştirilere neden olan bu yöntem, uluslararası güvenilirliği de zedeleyebilir.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Donald Trump yönetiminde ABD dış politikası giderek daha fazla tehditler ve kesin tarihlerle şekillenen bir çizgi izliyor. Ukrayna Savaşı’na çözüm arayışı kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye barış masasına oturması için bir haftalık süre tanıyan Trump, bu çağrıya karşılık alamayınca askeri yardımı durdurdu. Aynı süreçte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yönelik yaptırım tehdidinde bulunan Trump, yeni takvimler açıkladı. Ancak Kremlin cephesinden bu tehditlere dair herhangi bir uzlaşma sinyali gelmedi.

ELEŞTİRİLERİN HEDEFİNDE

Trump’ın dış politikada kullandığı bu “takvimli tehdit” yöntemi ilk kez uygulanmıyor. Daha önce Kuzey Kore ve Venezuela örneklerinde de benzer bir strateji devreye sokulmuş, ancak somut bir sonuç elde edilememişti. Şimdi ise Rusya-Ukrayna Savaşı’nda sahadaki şiddet artarken, Trump benzer bir yöntemle yeniden süre vererek küresel krizlere müdahale etmeye çalışıyor. ABD'de Trump’ın partisi olan Cumhuriyetçilerin ideolojik yayın organı olarak bilinen The National Interest (NI) dergisine göre, Kongre'de “son tarih diplomasisi” olarak alaycı bir biçimde adlandırılan bu yaklaşımın terk edilmesi yönündeki baskılar giderek artıyor. Cumhuriyetçi çevrelerde bile Trump’ın bu yönteminin hem diplomatik etkisizliğine hem de uluslararası güvenilirlik kaybına yol açtığı yönünde ciddi eleştiriler yükseliyor.

Donald Trump'ın Rusya'yı barış masasına zorlamak için süre vermesi Kremlin'de öfkeye neden oldu. 

UKRAYNA'DA İŞE YARAMADI

Şubat ayında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi Beyaz Saray’a davet eden Donald Trump, düzenlediği sert basın toplantısında Zelenski’yi “barışa hazır olmamakla” suçladı. Hemen ardından ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı askeri yardımı dondurdu ve Kiev’e masaya dönmesi için bir haftalık süre tanıdı. 18 Mart’ta yapılan telefon görüşmesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, enerji altyapılarını hedef almama sözü vermekle yetinerek Trump’ın ateşkes teklifini geri çevirdi. Gelişme üzerine Ukrayna da Kırım'dan vazgeçmeyeceğini açıkladı ve “bir haftalık süre” sonuç sağlamadı.

RUSYA KARŞILIK VERMİYOR

Kremlin’in yoğunlaştırdığı füze ve SİHA saldırıları sonrası Donald Trump, 14 Temmuz’da Putin’e bu kez 50 günlük bir takvim verdi. Trump barış görüşmeleri başlamazsa ağır ABD tarifelerinin yürürlüğe gireceğini açıklamasına karşın Rus tarafı herhangi bir somut adım atmadı. Trump "takvimi" kısaltarak bu kez görüşmeler için 10-12 günlük bir süre verdiğini açıkladı ancak bu sürenin geçmesine çok az bir zaman kaldı. Kremlin'den yapılan açıklamada “tehdit niteliğinde bu açıklamalar Rusya'nın egemenliğine aykırıdır” denilerek süreye uyulmayacağı açıkça ima edildi.

ÇİN'DE DUVARA ÇARPTI

ABD Başkanı Trump daha önce Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un nükleer füze denemeleri karşısında 2017’de açıkça “ateş ve öfke görecekler” diyerek savaş tehdidiyle takvim dayatmıştı. Bu takvim sonuç vermeyince Trump bu kez de 2019 Ağustos ayında düzenlenen Singapur Zirvesi öncesinde Kuzey Kore’ye nükleer silahsızlanma için yeni bir süre tanıdı ancak Pyongyang iki takvime de uymadı. Trump, Çin’in adil ticaret anlaşması imzalaması için 90 günlük süre de verdi. Anlaşmaya varılamayınca ABD, Nisan ayında Çin'e yüzde 145 ek gümrük tarifesi uygulama kararı aldı. Çin de ABD'ye yüzde 125 gümrük tarifesi ile cevap verdi. Küresel ticareti alt üst edecek ekonomik savaşı durdurmak için taraflar 10-11 Mayıs tarihleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde buluşarak 90 gün boyunca tarifeleri düşürme kararı aldılar. Görüşmeler Londra'da da sürerken iki ülkenin ortak bir yol bulması için müzakereler halen devam ediyor.

Trump daha önce Çin'e yüzde 145 ek gümrük vergisi getirme kararı alıp yeni anlaşma için süre tanıdı. Çin'den ise yüzde 125 ek vergi arttırma kararı geldi. Taraflar arasında müzakereler sürüyor.

VENEZUELA UYMADI

Trump, Mayıs 2018'de NATO'nun Avrupalı üyelerine İran ile daha sert bir nükleer anlaşma yapılmazsa mevcut İran Nükleer Anlaşması'ndan (JCPOA) çekileceğini açıkladı. Washington, 8 Mayıs'ta tanıdığı sürenin dolmasıyla birlikte anlaşmadan tek taraflı olarak çekildi. Donald Trump, Ocak 2019 tarihinde de Venezuela'yı tehdit etti ve “haftalar içinde Devlet Başkanlığı için geçiş başlamazsa" ambargo uygulayacağını açıkladı. Takvimli tehdit işe yaramadı ve Nicolas Maduro ülkenin Devlet Başkanı olarak görevini sürdürdü. ABD süre dolunca ülkenin petrol sektörüne ağır yaptırımlar getirdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *