Gazze'de eşi benzeri görülmemiş bir soykırıma imza atan İsrail devleti, Sicilya'dan ikisi Türk 12 aktivist ile yola çıkan Madleen gemisine uluslararası sularda el koydu.
Aylardır abluka altında olan ve yoğun bombardımana maruz kalan Gazze'ye yardım malzemeleri taşıyan 18 metrelik Madleen gemisinin 1 Haziran'da başlayan yolculuğu önceki gece yarısı katil İsrail devletinin müdahalesiyle kıyıya 185 km uzaklıkta son buldu. 100 SENE BOYUNCA ÜLKEYE GİRİŞ YASAĞI Gazze'deki ablukayı kırmak için yola çıkan ancak İsrail'in Aşdod limanına çektiği Madleen gemisindeki 2'si Türk 12 aktivist, sınır dışı edilmek üzere Ben Gurion havalimanına götürüldü. Alıkonulan Madleen gemisindeki 12 aktivist, İsrail'den hemen ayrılmazlarsa gözaltı merkezine götürüldü. Ülkede kalan 8 aktivist, Ramle'deki gözaltı merkezinde mahkemeye çıkarıldı ve duruşmalar 5 saatten fazla sürdü.
Uluslararası sularda İsrail tarafından zorla alıkonularak ülkeye nakledilmelerine karşın "yasa dışı yollarla ülkeye girmek" ile suçlanan 12 aktiviste dün 100 sene boyunca ülkeye giriş yasağı getirildi.
''TUVALETE ERİŞİM YOKTU''
Greta Thunberg'ün de aralarında olduğu 4 aktivist, sınır dışı edildi.
Gemideki aktivistlerden biri olan Fransız Baptiste Andre, Paris Charles de Gaulle Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Madleen gemisindeki 12 aktivistten biri olan Andre, İsrailli yetkililerin kendilerine kötü muamelede bulunduğu anlattı.
Geminin durdurulmasının ardından İsrail’in Aşdod Limanı’na götürüldüklerini, burada “200 askerden oluşan bir komite” tarafından karşılandıklarını ve birkaç kez aramadan geçirildiklerini belirten Andre, ''Limandan bir minübüs ile göçmenlik hizmetlerine transfer edildik.
Fiziksel şiddet olmasa da burada yetkililerin kötü muamelesine maruz kaldık.
Greta Thunberg, uykuya dalar dalmaz, göçmenlik merkezi yetkilileri onu uyandırmak için geldi. İçimizden biri uykuya dalınca, müzik son ses açıldı ve yetkililer önümüzde dans etti.
Su ve yiyeceğe ulaşmakta zorluk çektik.
Bir parça ekmek almak üç saatten fazla sürdü ve tabii ki tuvalete erişimimiz yoktu." dedi. ''İMZALAMAZSAN KAFANI DUVARA ÇARPACAĞIM'' Göçmenlik merkezi yetkililerin kendilerine belgeler sunduğunu ve ülkesine geri dönebilmek için bu belgeleri imzalamak zorunda kaldığını belirten Andre, ancak belgelerin içeriğinin "tamamen yanlış" olduğunu vurguladı.
Andre, şu ifadeleri kullandı: “Bu (belgelere) 'sınır dışı edilme talebi' deniyor.
Bu, İsrail servisleri tarafından kullanılan terimdir.
Bu belgeler, imzalamamız veya imzalamamamız konusunda bize özgürlük tanıyan Fransa konsolosu da dahil farklı konsoloslar tarafından bize sunuldu.
Bu belgeler, imzalamamız halinde, birkaç saat içinde ülkelerimize geri dönebileceğimizi bildiriyordu.
Ben de kişisel ve ailevi nedenlerle ama aynı zamanda sizin önünüzde şahitlik yapmak için de bunu yaptım.
Gelen ilk Fransız olduğumu biliyorum ve bu yüzden yaptım, geride kalan yoldaşlarıma ne olduğunu anlatmak için.” Bu belgeleri imzalamayı reddeden aktivistlerin İsrailli yetkililer tarafından tehdit edildiğinin altını çizen Andre, “Örneğin Milletvekili Rima Hassan.
Bir polis memurunun “İmzalamazsan kafanı duvara çarpacağım ve bu işi kendi yöntemlerimizle halledeceğiz’ diyerek doğrudan tehdit ettiğini duydum.” diye konuştu.