Rus polisinin akılalmaz, nedensiz ve hukuk dışı şiddeti, Ziyeddin ve Hüseyin Sefarov kardeşlerin ölümüyle sonuçlandı. Şiddet mağduru diğer 9 Azerbaycanlı gözaltına alındı. 3 kişi ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından Azerbaycan hemen harekete geçti. Rus Maslahatgüzar Pyotr Volokovih Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Rusya'dan konuyla ilgili acil soruşturma başlatması istendi. "Kabul edilemez şiddetin faillerinin en kısa sürede adalete teslim edilmesi gerektiğine" vurgu yapıldı.
Rusya'dan ilk açıklamayı Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova yaptı. İnsanlık dışı yaklaşımı meşrulaştırmaya çalışan Zaharova, "Rus kolluk kuvvetleri önceki yıllarda işlenen ağır suçlara ilişkin soruşturma kapsamında şüphelileri gözaltına aldı" dedi. Peki yaşananların perde arkasında ne var? Operasyonun detayları hakkında hiçbir şeffaflık olmaması, kolluk kuvvetlerinin keyfiliğinin devlet politikası haline geldiğini açıkça gözler önüne seriyor.
Rusya'da son dönemde meydana gelen olaylar, devlet düzeyinde izlenen ırkçı ve şovenist politikaların sadece derinleşmediğini, aşırı bir biçim aldığını açıkça ortaya koyuyor. Ukrayna'da istediği zaferi elde edemeyen Kremlin, ülke içerisindeki hoşnutsuzluğu bastırmak ve kontrolü güçlendirmek için Rus olmayan halkları, göçmenleri hedef alıyor. Onları "günah keçisi" olarak sunuyor.
Hukuk ve siyaset uzmanlarına göre bu saldırılar, Rusya'daki göçmenlere ve müslümanlara karşı var olan şovenizm ve ayrımcılık politikasının sonucu. Ve bu politikanın artık "baskı" aşamasına geçtiği vurgulanıyor. Nitekim bu, Rusya'da son 1 yılda, Azerbaycanlıları hedef alan ilk olay değil. Rusya, Aralık 2024'te Rus füzesinin hedefi olup düşen Azerbaycan yolcu uçağına dair gereken tepkiyi vermedi. Hatta bu olaydan sonra Azerbaycan karşıtlığını yoğunlaştırdı. Çünkü amaç, gerçeği susturmak ve Bakü'nün kararlılığını kırmaktı. Ancak etkisi tam tersi yönde oldu.
Azerbaycan, uçağı düşürenlerin tespit edilmesi ve cezalandırılması talebini daha da güçlendirdi. Ancak Rusya'nın hukuksuz adımları bununla sınırlı kalmadı. Azerbaycan'ın önde gelen medya kuruluşları siber saldırılarla hedef alınmak istendi. Mayıs ayında, Azerbaycan Milletvekili Azer Badamov, Haydar Aliyev'in doğum yıl dönümü etkinliği için Rusya'ya gitti ama ülkeye girişi engellendi.
Şovenizmin açıkça Rus devlet politikası haline gelmesi ve Yekaterinburg'ta yaşanan dehşet, Azerbaycan halkına, kuzey komşusunun tarih boyunca işlediği katliamları hatırlatıyor. 20 Ocak 1990'da Sovyet ordusunun kadın-çocuk ayırt etmeden yaptığı katliam, Hocalı soykırımı ve 30 yıllık Ermeni işgali hala dün gibi akıllarda.
Yani, Yekaterinburg'ta yaşananlar, Rusya'nın ilk kanlı suçu değil, sonuncusu da olmayacak. Rus ordusu Ukrayna'da savaş suçları işlemeye devam ediyor. Putin, suç politikalarını devletin ideolojik omurgası haline getiriyor.