2005 yılında Türk ceza adalet sistemine dahil edilen denetimli serbestlik uygulamasının, bireyi topluma kazandırmayı esas alan yapısıyla güçlenerek yoluna devam ettiğini vurgulayan Tunç, “İnsan merkezli ve onarıcı adalet anlayışıyla bu sistemi daha da ileriye taşıyacağız” dedi.
Her yükümlü topluma kazandırılabilir
Konuşmasında, suç işleyen bireylerin yeniden topluma kazandırılmasını esas alan yaklaşımı savunan Bakan Tunç, denetimli serbestliğin sadece cezai yaptırımla sınırlı bir uygulama değil; aynı zamanda eğitici, iyileştirici ve dönüştürücü bir sistem olduğunu belirtti.
Tunç, “Her yükümlü, doğru rehberlik ve toplumsal destekle üretken bir bireye dönüşebilir.
Biz bu inançla hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cezaevleri, bilim ve kültür merkezlerine dönüşüyor
Bakan Tunç, ceza infaz sistemindeki fiziksel dönüşüme de dikkat çekti.
Geleneksel cezaevi algısının ötesine geçen yeni vizyon çerçevesinde bazı cezaevlerinin, artık kültürel ve bilimsel faaliyetlere ev sahipliği yapan merkezler haline getirildiğini aktardı. “Acıların ve hatıraların mekânı olan cezaevlerini, toplumun ortak belleğini taşıyan merkezlere dönüştürüyoruz” diyen Tunç, bu yaklaşımın denetimli serbestlik felsefesiyle uyumlu olduğunu söyledi.
Sistemin geliştirilmesine yönelik çalışmalar sürecek
Toplantı kapsamında, denetimli serbestlik sisteminin uygulamada karşılaşılan sorunları, akademik temelli çözüm önerileri ve gelecekte atılacak adımlar da masaya yatırıldı.
Bakan Tunç, daha şeffaf, rehabilitasyon temelli ve toplumla daha güçlü ilişkiler kuran bir yapı hedeflediklerini dile getirerek, “Adalet sadece ceza değil, toplumsal iyileşmedir” dedi.
CEZAEVLERİNDEN KÜLTÜR VE BİLİM MERKEZLERİNE
Bakan Tunç, cezaevlerinin artık sadece acıların ve ağır hatıraların mekânı olmaktan çıktığını, demokrasiye ve ortak belleğe ev sahipliği yapan kültür ve bilim merkezlerine dönüştürüldüğünü belirtti.
Bu dönüşümün, denetimli serbestlik sisteminin rehabilitasyon odaklı yaklaşımını desteklediğini vurguladı.