İzmir Barosu: Dünya Çevre Günü Direniş Günü Olmalı
Her yıl 5 Haziran'da Dünya Çevre Günü kutlanırken, İzmir Barosu bu özel günü artık bir direniş günü olarak tanımlıyor. Çünkü sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı her geçen gün daha fazla tehdit altında.
Çevre Hakları İçin Mücadeleye Davet
İzmir Barosu, tüm yurttaşları çevre hakları için mücadeleye davet ediyor. Güvenli tüketim hakkının zedelendiği, hayatların riske atıldığı bir dönemde çevre mücadelesinin önemi her zamankinden daha büyük.
Çevresel Felaketler Toplumsal Bir Tehdit Haline Geldi
Artık çevresel felaketler bireysel sorunlar olmaktan çıkıp toplumsal bir tehdide dönüştü. İnsanlar "nefes alamıyoruz" diyor ve çevrenin korunmasının herkesin sorumluluğu olduğunu vurguluyor.
Adalet Önünde Eşitlik Sağlanmalı
Hak savunucuları cezasızlıkla mücadele ederken adaletin sağlanması gerektiğini belirtiyor. Çevre mücadelesi verenlerin baskı altında olmaması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Ekokırım Artık İnsanlık Suçu Olmalı
İzmir Barosu, ekokırımın sadece çevre suçu değil, aynı zamanda insanlık suçu olarak tanımlanması gerektiğini ifade ediyor. Türkiye'de ekokırımın hala ayrı bir suç olarak kabul edilmemesi eleştiriliyor.
Çevre Davalarında Adaletin Sağlanması İçin Adımlar Atılmalı
Çevre davalarında yargılama masraflarının devlet tarafından karşılanması gerektiği savunuluyor. Ayrıca baroların çevre davalarına müdahil olma taleplerinin reddedilmesi hukuk devleti ilkesine aykırı bulunuyor.
Bilgi Edinme Hakkı Önemli Bir Hak
Çevreyi kirleten faaliyetlere ilişkin bilgi edinme hakkının keyfi biçimde kısıtlanmasının yasalara aykırı olduğunu belirten baro, yurttaşların bilgiye erişim hakkının engellenmemesi gerektiğini vurguluyor.
Çevre Meselesi Kamusal Bir Sorumluluktur
Çevre davalarının sadece doğayı değil, aynı zamanda kamusal geleceği savunduğunu ifade eden İzmir Barosu, bu mücadelenin siyasi iktidar ve yargının desteklemesiyle başarıya ulaşabileceğini belirtiyor.
Herkesin Doğayı Koruma Sorumluluğu Var
Baro, doğa talanının devam ettiği bir dönemde sessiz kalanların suça ortak olduğunu ifade ediyor. İklim krizinin derinleştiği bu zamanda herkesin doğayı ve yaşamı savunma sorumluluğu bulunduğunu hatırlatıyor.