07 Haziran 2025
İstanbul
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
En Son Olay Güncel Marmara Denizi’nin 4 yıllık çığlığı: “Suyun atık yükünü azaltamadık”

Marmara Denizi’nin 4 yıllık çığlığı: “Suyun atık yükünü azaltamadık”

Denizbilimci Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj problemini engellemeye yönelik en önemli adımlardan biri olan arıtma ve atık yükünü azaltmaya çalışmalarının eksik olduğunu ve bu durumun denizde eskisinden de ciddi bir tabloya yol açabileceğini ifade etti.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Marmara Denizi Eylem Planı Uygulamada Yetersiz Kalıyor

NEVRAN ELDEN KÖŞKER6 Haziran 2021 tarihinde oluşturulan eylem planının Marmara Denizi’ni çevreleyen yedi ilin katılımı ve kurumsal mekanizmaların da çabası ile olumlu bir şekilde hayata geçirildiğini ifade eden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, uygulamaya yönelik ve atık temizlemeye yönelik maddelerin uygulamada yetersiz kaldığını belirtti.

Aritmada Yeteri Kadar İlerleyemedik

Prof. Dr. Mustafa Sarı, “2021 yılında evsel atıkların ileri biyolojik arıtma oranı yüzde 51 iken 2024 yılının sonuna geldiğimizde bu oran yüzde 51,7 olmuş. İlerleme sadece yüzde 0.7 kadar” diyerek bu ilerlemenin kirliliği önlemedeki rolünün az olduğunun altını çiziyor.

Eylem Planı ve Müsilaj Krizi

Marmara Denizi Eylem Planı, müsilaj, ya da halk arasında bilinen adıyla deniz salyası krizine yönelik başlatılan ve Marmara Denizi'nin ekosistemini korumayı hedefleyen 22 maddelik ve dört yıldır yürürlükte olan bir çevre koruma programıdır. Plan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Marmara Belediyeler Birliği koordinasyonunda, bilim insanları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla çeşitli görüşmeler neticesinde hazırlandı.

Marmara Denizi Eylem Planı Denetim ve İzleme Sistemlerini Geliştirmeyi Hedefliyor

Bu programın amaçları arasında denetim ve izleme sistemlerini geliştirmek, denizin kirlilik yükünü azaltmak, deniz ekosistemini koruyarak sürdürülebilirliğini sağlamak ve kamuoyunu bilinçlendirmek vardı. Eylem Planı’nın daha iyi bir şekilde sonuç vermesi için hem yerel hem de ulusal mekanizmalara sorumluluk düştüğünü belirten Prof. Dr. Sarı, “Bilim yapacağını yaptı. Çözüm önerileri geliştirildi, simülasyonlar yapıldı. Görüşler ortaya koyuldu. Şimdi iş uygulamada. Burada hem yerel hem de merkezi yönetimlerin sorumluluğu var. Atıkyükünün, evsel, endüstriyel atıkların ve tarım zehirlerinin arıtılması lazım. Arıtma işi genellikle yerel yönetimlerde, denetim de merkezi yönetimde. Finans bulma konusunda da çift taraflı çalışılması lazım.” diyor.

Denizin Altında Kayıp Yüksek

Denizin yüzeyinde 2021 yılının yaz aylarında kendisini yoğun bir şekilde göstererek gündeme gelen ve sualtı ekosistemine yönelik tahribatı ile bilinen müsilaj, su yüzeyinde görünmese de denizin altındaki varlığı ile ekosistemi tehdit etmeye devam ediyor. Denizin altındaki müsilaj yoğunluğunun 2021 yılındaki tablodan bir farkı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Sarı, yeniden yüzeyde yoğun bir şekilde belirmesinin de mümkün olduğunu ifade ediyor:“Müsilaj oluşumu ilk 30 metrede. Ancak her yere çöker müsilaj, derinlere de çökerek denizin her yerinde etkisini gösteriyor. Dipteki pinalar ölüyor, deniz çayırlarının üzerini kaplıyor, fotosentez yapmalarını engelliyor. Mercanların üstünü kaplıyor. Denizin altında kayıp yüksek.”

Müsilaj Sadece Türkiye'de Değil Dünya Genelinde Bir Sorun

Müsilaj denizlerde yaşayan bazı mikroorganizmaların, özellikle fitoplankton türlerinin aşırı çoğalmasıyla oluşan, yapışkan ve sümüksü bir madde. Müsilajın insan ve çevre kirliliği etkisiyle kontrolden çıkarak çevre felaketlerine yol açabiliyor. Deniz salyasının oluşum sürecinde evsel ve endüstriyel atık sular, tarım gübreleri ve kanalizasyonla denize ulaşan azot ve fosfor önemli rol oynuyor. Sudaki kirlilik ve azot fosfor dengesinin bozulması fitoplanktonların aşırı çoğalmasına neden oluyor. Bu da müsilajın ana tetikleyicisi olarak gösteriliyor. İklim değişikliği ve yaz aylarında su sıcaklığının artması ile beraber oluşum süreci hızlanabiliyor. Müsilaj dünyanın çeşitli yerlerinde, özellikle kapalı denizlerde de zaman zaman görülebilen bir çevre sorunu. Özellikle arıtma ve denizin kirlilik yükünün azaltılmasıile, ileri teknoloji arıtma sistemleri ile hafifletilebilir bir problem olarak karşımıza çıkıyor.

Siyaset Üstü Davranmak Zorundayız

Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nin geleceğinin de kirlilik önleyici yöntemler olduğunun altını çiziyor ve bu durumun mekanizmaların yetkilerinin önüne geçmesi gerektiğini belirtiyor:“Şu anda yetki kargaşasını bir kenara bırakıp işbirliği yapmaya ihtiyacımız var. Hem yerel hem merkezi yönetimin, hem de vatandaşların sorumluluğu büyük. Siyaset üstü davranmak zorundayız”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *