Artemisbet JOJOBET
27 Temmuz 2025
İstanbul
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
En Son Olay Gündem Yavuzyılmaz'ın Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması Dezenformasyonu Hakkında DMM'den Açıklama

Yavuzyılmaz'ın Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması Dezenformasyonu Hakkında DMM'den Açıklama

DMM sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Yavuzyılmaz'ın Türkiye-Irak petrol boru hattı anlaşmasıyla ilgili dezenformasyon yaptığı belirtildi. Anlaşmanın güncelliğini yitirdiği ve tahkim sürecinin henüz sonuçlanmadığı vurgulandı. Açıklamada, kamuoyunun doğru bilgilere önem vermesi gerektiği ifade edildi.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

DMM'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Yavuzyılmaz'ın Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması ve bu hatta ilişkin Uluslararası Tahkim süreciyle ilgili açıklamalarının teknik ve hukuki gerçeklikten uzak, halkı yanıltıcı nitelikte bir dezenformasyon olduğu belirtildi.

"Cumhurbaşkanının bir imzasıyla 50 yıllık anlaşma iptal edildi" ve "Meclis'e açıklama yapılmadı" iddialarının gerçeği yansıtmadı ifade edilen açıklamada, söz konusu anlaşmanın 1973'te yürürlüğe girdiği, 2010'da yenilendiği, değişen bölgesel koşullar ve enerji piyasalarındaki gelişmeler çerçevesinde güncelliğini yitirdiği aktarıldı.

Türkiye ile Irak arasında daha kapsamlı enerji işbirliği süreci başlatıldığı, bu doğrultuda mevcut anlaşmanın 27 Temmuz 2026 itibarıyla sona ereceğine dair Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İkinci olarak, tahkim süreciyle ilgili 'Türkiye'nin 1,471 milyar dolar ceza aldığı' ve 'Cumhurbaşkanının bu parayı mal varlığıyla ödemesi gerektiği' gibi ifadeler sorumsuzca ve gerçeği çarpıtan niteliktedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2023 yılında tahkim kararının hemen akabinde gerekli açıklamaları kamuoyuyla paylaşmıştır. Doğrusu, Paris merkezli ICC Hakem Heyeti, Irak'ın 5 talebinden 4'ünü reddetmiş, Türkiye'nin taleplerinin çoğunu kabul ederek her iki taraftan tespit ettiği ihlaller nedeniyle karşılıklı tazminat ödenmesine karar vermiştir. Tahkim kararının Irak lehine tazminata hükmedilen kısmına ilişkin Türkiye'nin Paris'te başlattığı iptal davası ise halen sonuçlanmamıştır."

"HENÜZ KESİNLEŞMİŞ BİR TAZMİNAT KARARI BULUNMAMAKTA"

Açıklamaya konu edilen tahkim kararının 4 Ekim 2023'te ABD Washington DC Bölge Mahkemesinde açılan tenfiz davası dosyasından alındığının anlaşıldığı belirtilen açıklamada, davanın açılmasının ardından kamuya açık hale gelen ve herkes tarafından ulaşılabilen tahkim kararı üzerine akademik makaleler dahi yazıldığı, bu nedenle "gizli bir belgeye ulaşıldığı" iddialarının da gerçeği yansıtmadığı bildirildi.

Washington'daki tenfiz davasında Türkiye ve Irak'ın, tahkim kararına istinaden karşılıklı tazminat talebinde bulunduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"Bu dava ise henüz sonuçlanmamıştır. Dolayısıyla ortada henüz kesinleşmiş bir tazminat kararı da bulunmamaktadır. Sonuç olarak Yavuzyılmaz'ın açıklamaları, hukuki süreçleri tamamlanmamış bir konuda, teknik gerçeklikleri görmezden gelen, davada Türkiye lehine hükmedilen tazminat miktarını göz ardı eden, Türkiye'nin tezlerini karartmaya çalışan ve Türkiye ile Irak arasına nifak tohumları ekmek isteyen bir karalama kampanyasıdır. Ana muhalefet yetkilisi bir ismin, iki yıldan uzun bir süre önce yayınlanmış haberleri bugün yaşanmış gibi tekrar gündeme getirerek Türkiye'yi uluslararası alanda var olmayan bir tartışmanın içine çekmeye ve siyasi saiklerle haksız göstermeye çalışması, uluslararası düzeyde sorumsuz bir tutumdur. Kamuoyunun bu tür yanıltıcı söylemlere karşı dikkatli olması, resmi kurumların açıklamalarını esas alması büyük önem taşımaktadır."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *