CHP Muğla Milletvekili Özcan, Köylülerin Mülkiyet Haklarını Korumak İçin Çalışıyor
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Dalaman ve Menteşe ilçelerinde yaşayan köylülerin, dedelerinden miras kalan tapulu arazilerinin orman sınırlarına dahil edilerek iptal edilme riskiyle karşı karşıya olduğunu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı. Özcan, arazilerin tapu kayıtlarının 1950’lerde yapıldığını ancak son yıllarda yapılan orman kadastrosu çalışmalarıyla bu arazilerin orman alanı olarak gösterilmeye başlanmasının, köylülerin mülkiyet haklarını tehdit ettiğini belirtti. Özcan, konunun sadece bir tapu sorunu olmadığını, köylülerin yaşam hakkı ve üretim hakkına yönelik ciddi bir müdahale oluşturduğunu söyledi. “Muğla’nın köylerinde yıllardır ekilip biçilen, emekle yoğrulan toprakların tapuları iptal edilemez.
Tapu İptali Riski: 1950’lerde Verilen Tapular Geçersiz Sayılıyor
Bu, sadece bir tapu sorunu değil, köylünün yaşam hakkına, üretim hakkına yönelmiş açık bir müdahaledir” diyen Özcan, köylülerin arazilerinin ellerinden alınmasının ciddi sonuçlar doğuracağına dikkat çekti.
Köylülere Bedel Ödetilmesi Kabul Edilemez
Tapu iptali riski: 1950’lerde verilen tapular, bugün geçersiz sayılıyor Muğla'nın Dalaman ve Menteşe ilçelerinde birçok köyde, 1950’li yıllarda resmi olarak tapular verilmişken, sonrasında yapılan orman kadastrosu çalışmaları nedeniyle bu araziler orman alanı olarak kaydedildi.
Yeni Düzenleme ve Bakanlıklar Arası Koordinasyon Eksikliği Sorgulandı
Bu durum, köylüleri yıllar sonra mülkiyet haklarından mahrum bırakma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Özcan, son dönemde vatandaşlara, tapularının iptal edileceği yönünde yazıların gönderildiğini, bazı köylerde askı sürelerinin dolduğunu ve tapu iptallerinin gündemde olduğunu belirtti.
Emek, Sabır ve Gelecek Birikimi Bir Arada Bulunuyor
Köylüye bedel ödetilmesi kabul edilemez Özcan, konuyu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yönelik bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Önergesinde, devletin iki kurumu arasında yaşanan uygulama farklılıklarının bedelinin köylüye ödetilmesinin doğru olmayacağını ifade etti. Özcan, bu sorunun, tapuların değil, koordinasyonsuz kamu yönetiminin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, buraların köylülerin alın teriyle işlediği ata toprakları olduğunu söyledi.
Çözüm İçin Girişimler Devam Edecek
Ayrıca, tüm sorumluların bu durumu dikkate alarak köylünün mülkiyet hakkını korumaları gerektiğini ifade etti.
Özcan, önergesinde ayrıca, hangi köylerde tapu iptallerinin başladığını, iptal riski altındaki parsellerin sayısını ve bakanlıklar arası koordinasyonun neden sağlanamadığını sordu.
Ayrıca, mevcut durumun çözülmesi adına hak sahipliğini esas alacak yeni bir düzenlemenin yapılmasının gerekip gerekmediğini kamuoyu adına sorguladı. "Emek, sabır ve gelecek birikimi bir arada bulunuyor" Özcan, açıklamasını, köylülerin işlediği topraklarda yalnızca ürün değil, emek, sabır ve gelecek birikimi de olduğunu belirterek noktaladı.
Adil Bir Çözüm Arayışı Devam Ediyor
Bu topraklara müdahale edilmesinin, köylüleri şehir yoksulluğuna mahkûm etmek anlamına geleceğini ifade etti. Özcan, “Köylünün toprağına el uzatmak, onu şehir yoksulluğuna mahkûm etmektir.
Bu, mülkiyet hakkının gaspıdır.
Hukuk, kağıt üzerinde değil, hayatın içinde adalet üretmelidir” dedi. Çözüm için girişimlerini sürdüreceklerini ve köylülerle birlikte bu davayı takip edeceklerini belirtti.