Bitlis’in önceki dönem HDP’li Tatvan Belediye Meclis üyesi Ahmet Sağnıç, hakkında yürütülen terör örgütü üyeliği soruşturması gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılmıştı. Ancak mahkemeden flaş bir karar çıktı. İstinaf mahkemesi, söz konusu suçlamanın belediye meclis üyeliği göreviyle doğrudan ilgisi olmadığı gerekçesiyle görevden uzaklaştırma kararını iptal etti. Bu karar, yerel yönetimlerde görevden uzaklaştırma uygulamalarına ilişkin önemli bir hukuki emsal teşkil ediyor.
İSTİNAF YEREL MAHKEMENİN KARARINI BOZDU
Tatvan Belediye Meclis üyesi olarak görev yapan Ahmet Sağnıç, 2019 yılında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçlamasıyla açılan soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu karar, Van 3. İdare Mahkemesi tarafından ilk etapta onaylanırken, istinaf mahkemesi dosyayı yeniden inceleyerek, davacının görevle doğrudan ilgili olmayan suçlardan dolayı uzaklaştırılmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme kararında, Anayasa’nın 127. maddesi ile Belediye Kanunu’nun 47. maddesine atıfta bulunularak, seçilmiş mahalli idare organlarının sadece görevleriyle ilgili suçlar nedeniyle uzaklaştırılabileceği vurgulandı. Davacının ise hakkında yürütülen soruşturmanın belediye meclis üyeliği göreviyle doğrudan ilişkilendirilmediği belirtildi.
“SOMUT DELİL YOK”
Dava dosyasına göre, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nün görevden uzaklaştırma kararında, davacı hakkında yürütülen soruşturmanın derdest olması ve suçun ağırlığı temel gerekçe olarak gösterildi. Ancak mahkeme incelemesinde, söz konusu suçlamanın belediye meclis üyeliği göreviyle doğrudan bağlantısı olmadığı tespit edildi. Dosyada, davacının göreviyle ilgili bir suç işlemediği, soruşturmanın sadece şahıs bazında yürütüldüğü ve görevle ilişkilendirilebilecek somut herhangi bir delil bulunmadığı vurgulandı.
“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, KEYFİYETE GALİP GELMİŞTİR”
Karara ilişkin açıklama yapan meclis üyesi Ahmet Sağnıç’ın avukatı Diyar Orak, “Bu karar, uzun süredir kamuoyunun gündeminde olan kayyum uygulamalarının hukuki sınırlarını belirlemesi açısından son derece önemlidir. Siyasi saiklerle ve görevle ilgisi bulunmayan iddialarla seçilmiş temsilcilerin görevden uzaklaştırılması ve yerine atamalar yapılması, hem demokratik iradeye müdahale niteliği taşımakta hem de hukuk devleti ilkesini zedelemektedir. Anayasa açıkça belirtmektedir: Seçilmiş organların görevden alınması ancak görevle ilgili suçlar nedeniyle mümkündür. Bu sınırın dışına çıkılarak yapılan her işlem, idarenin keyfi tasarrufu olup, yargı denetimi ile bertaraf edilmelidir. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi’nin kararı, bu anlamda hukukun üstünlüğünü ve yargının denetim gücünü bir kez daha teyit etmiştir. Bizler, demokratik iradeye saygının, seçilmişlerin hukuk dışı yollarla tasfiye edilmesine karşı kararlılıkla savunulmasının ve tüm yurttaşların adil yargılanma hakkının sonuna kadar yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz” ifadelerini kullandı.