Rize Haber meritbet deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler
15 Aralık 2025
İstanbul
Az bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Münevver Karabulut'un Ölümü Hakkında Yeni Detaylar Ortaya Çıktı: Otopsi Raporu İncelendi!

Münevver Karabulut'un Ölümü Hakkında Yeni Detaylar Ortaya Çıktı: Otopsi Raporu İncelendi!

28.11.2025 15:16

2009 yılında yaşanan Münevver Karabulut cinayeti, yalnızca vahşetiyle değil; soruşturma sürecindeki ihmaller, toplumsal tepki, adalet mekanizmasındaki tartışmalar ve failin ilerleyen yıllarda cezaevinde hayatını kaybetmesiyle Türkiye'nin yakın tarihine kazınmış en çarpıcı olaylardan biri hâline geldi.

MÜNEVVER KARABULUT OLAYI NEDİR?

3 Mart 2009'da 17 yaşındaki lise öğrencisi Münevver Karabulut, aynı yaşlardaki sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından öldürüldü. İstanbul Bahçeşehir'deki aileye ait villada işlenen cinayet, hem kullanılan yöntem hem de olayın ardından yaşanan süreç nedeniyle kısa sürede Türkiye'nin gündemine oturdu.

MÜNEVVER KARABULUT NASIL ÖLDÜ?

Otopsi bulguları ve dava dosyasına yansıyan bilgiler, cinayetin planlı olduğuna işaret eden unsurlar içeriyordu. Cinayet günü; Garipoğlu'nun sabah saatlerinde bir nalburdan pala türünde bir testere satın aldığı güvenlik kameralarına yansıdı. Ardından okuldan aldığı Karabulut ile villaya döndüler. Olay yeri incelemesine göre Karabulut, evde 29 bıçak darbesi aldı; bunların 13'ü baş bölgesine isabet etti. Bu darbelerin ardından kafası gövdesinden ayrıldı. Adli tıp raporlarına göre bu işlem, genç kız hâlâ hayattayken gerçekleşti. Saat 19.26'da villadan çıkan Cem Garipoğlu'nun elindeki bavul ve gitar çantasında genç kızın bedeni ve başı bulunuyordu. Daha sonra korsan bir taksi ile Etiler'e giderek parçaları bir çöp konteynerine attı. Cinayetin yöntemi; sadist davranış ihtimali, psikolojik bozukluk iddiaları ve ritüel tartışmaları gibi farklı bakış açılarını gündeme getirdi. Ancak Türkiye'deki adli ve akademik çevrelerin ortak kanaati, cinayetin aşırı şiddet içeren bir interpersonal saldırı olduğu yönündedir. Ritüel iddiaları mahkeme tarafından hiçbir şekilde doğrulanmadı.

MÜNEVVER KARABULUT'U KİM ÖLDÜRDÜ?

Soruşturma kapsamında elde edilen deliller, görgü tanıkları, güvenlik kameraları ve DNA incelemeleri doğrultusunda cinayeti işleyen kişinin Cem Garipoğlu olduğu kesinleşti. Garipoğlu ailesinin varlıklı ve nüfuzlu bir aile olması, kaçış sürecinin 197 gün sürmesi ve bu kaçışın bazı devlet yetkililerinin ihmaliyle kolaylaştığı iddiaları, toplumdaki infiali artırdı. Cem Garipoğlu: 17 Eylül 2009'da teslim oldu, 2011 yılında 24 yıl hapis cezası aldı, 2014 yılında Silivri Cezaevi'nde ölü bulundu. Resmî açıklamada ölüm nedeni intihar olarak kayda geçti. Ancak intiharın koşulları ve Garipoğlu'nun cesedine ilişkin tartışmalar, kamuoyundaki şüpheleri hiçbir zaman tamamen sona erdirmedi.

MÜNEVVER KARABULUT OTOPSİ RAPORU

Karabulut'un ölümüyle ilgili 22 Mayıs 2009'da açıklanan otopsi raporu, cinayetin vahşetini ve soruşturmadaki ihmalleri gözler önüne seren bir belge niteliği taşıyordu. Rapor, vücutta 29 adet kesici-delici alet yarası bulunduğunu, kafanın hayattayken gövdeden ayrıldığını ve üzerinden bulunan sperm örneklerinin olayla alakasız bir kişiye ait olduğunu ortaya koydu. Daha sonra anlaşıldı ki bu örnekler, otopsiye giren bir teknisyenin kontaminasyonu sonucu cesede bulaşmıştı. Bu skandal, Türkiye'de adli tıp uygulamalarının güvenilirliği üzerine büyük bir tartışma doğurdu ve kurumda çeşitli idari düzenlemelere gidildi.