Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Tekirdağ 3.
Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Güncel verileri paylaşarak vatandaşın yoksulluğuna dikkat çeken Erbakan şunları kaydetti:“Bir taraftan maddi sıkıntılar, ekonomik sıkıntılar; diğer taraftan da sosyal çürüme ve manevi sıkıntılarla karşı karşıyayız.
Bunların hepsinin sebebi ne?
Borç-faiz-zam-vergi ekonomisi.
Kaynak var, imkan var ama millete aktarılacağı yerde canavarlara aktarılıyor.
Canavarlar kim?
Kamudaki israf, imtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktarımı ve aynı zamanda faiz canavarı.
Paralar bu canavarlara gittiği için millete kalmıyor. 2025’in ilk üç ayında faize devletin verdiği para 464 milyar lira. Çiftçiye ayrılan destek sadece 43 milyar TL. Üç ayda faize verilen paranın 11’de 1’i kadar parayı çiftçiye, köylüye veriyorlar. İşte bu borç-faiz ekonomisi yüzünden asgari ücretli, emekli, çiftçi bu halde.
Bu sene faize verecekleri 1,95 trilyon lirayı faize vermek yerine asgari ücretliye verse 10 milyon asgari ücretliye bir sene boyunca her ay fazladan 16 bin lira para verebilir.
Yani işverene hiçbir yük bindirmeden asgari ücreti 17 bin liradan alıp 33 bine çıkarmaları mümkün.
Aynı şekilde bu faiz parasını faiz yerine emekliye verse emeklinin maaşını 30 bin lira seviyesine getirebilir."
'MİLLETİMİZ ADALETSİZLİKTEN, RANTİYECİLERDEN BIKMIŞ VE USANMIŞ'
"Milletimiz üç tane önemli karar vermiş durumdadır.
Birincisi; mevcut durumdan rahatsız olduklarına dair karar. İkincisi; artık millet bir değişim istiyor.
Milletimiz adaletsizlikten, rantiyecilerden bıkmış ve usanmış.
Milletimiz, Erbakan hocamızın hizmetlerini hatırlıyor ve 'Değişim yapıldığı zaman yerine Milli Görüş gelmesi lazım' diyor. Üçüncü karar ise; milletimiz Milli Görüş’ün gelmesi için Yeniden Refah Partisi’ne koşmaları gerektiğini biliyor."Fatih Erbakan, OECD Raporuna göre, Türkiye’de 6 milyon çocuğun yoksulluk çektiğini, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca yardım yapılan çocuk sayısının toplamda 5.4 milyona çıktığını belirterek "Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, Türkiye’deki üç çocuktan ikisi makarna ve ekmek ağırlıklı olarak beslenmek zorunda kalıyor.
Makarna ve ekmek ağırlıklı beslendiği için zihinsel gelişimi, bilişsel gelişimi maalesef akamete uğruyor.
Yine Türkiye’de yapılan araştırmalar, çocuklarımızın üçte birinin meyve ve sebzeye ulaşamadığını ortaya koyuyor.
Neden? Çünkü ekonomik sıkıntılardan dolayı.
Eskiden bu ülkede kıyma pahalıydı, et pahalıydı.
Bugün artık meyve ve sebze de pahalı hale geldi" dedi.
'ÇOCUKLAR, OYUN OYNAYACAĞI YERDE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYORLAR'
TÜİK’in 2024 verilerine göre, 15-17 yaş grubunda iş gücüne katılma oranının son 4 yılda yüzde 16,2’den yüzde 24,9’a yükseldiğini, Avrupa’da, Almanya’da çocuk işçilik oranının yüzde 1’in altında, Japonya’da ise neredeyse sıfır olduğunu aktaran Fatih Erbakan, "Bizde ise her 4 çocuktan biri çalışıyor.
Ekonomik sıkıntılardan dolayı.
Aile bütçesine katkı sağlayabilmek için.
Oyun oynayacağı yerde, okullarında geleceklerini şekillendirecekleri yerde, aile bütçesine katkı sağlamak için çalışmak mecburiyetinde kalıyorlar" diye konuştu.
'BÜYÜKŞEHİRLERDE EVLENME MALİYETİ 1 MİLYON LİRAYA DAYANMIŞ'
Bu yılın "Aile Yılı" ilan edildiğini, ama gençlerin evlenemediğini söyleyen Erbakan, şöyle devam etti:"Büyükşehirlerde evlenme maliyeti 1 milyon liraya dayanmış.
Gençlerimiz diplomalı ama işsiz.
Sayın Erdoğan, ‘Nüfus azalması beka sorunu’ diyor, ama asıl beka sorunu iktidarın ekonomi politikaları.
Gençlerimiz işsiz, geçinemiyor.
Cumhurbaşkanı yakınıyor, ‘Gençler evlenmiyor’ diyor.
Evlenmiyor değil, evlenemiyor gençler Sayın Cumhurbaşkanı, evlenemiyor. 1 aylık ev kirası 1 asgari ücreti aştı. 1 gram altın 4000 lirayı aştı.
Ev eşyası ateş pahası.
Adına evlilik desteği dediğiniz, onu da herkese vermediğiniz 150 bin lirayla iki bilezik alınamıyor.
Evet gençler evlenmiyor, evlenemiyor. Çünkü gençler işsiz, gençler umutsuz, gençler hedefsiz.
Türkiye’de 3 gençten 1’i ne eğitimde ne işte.
Nüfus yaşlanıyor evet.
Ama, eldeki gençlerimizin durumu da bu.
Ne eğitimde ne işte!
Bir başka deyişle 4,5 milyon ev genci var Türkiye’de!
Bu gençler sistemden uzaklaşmış, çalışmaktan umudunu kesmiş.
Herhangi bir torpil olmadan diplomalarının bir işe yaramayacağını düşünüyorlar.
Bu gençleri evden çıkaracak ya da istihdama katacak bir projeleri var mı?
Hayır yok!
Peki biz ne yapacağız?
Kamuda israfı önleyeceğiz, birinci yapılacak olan budur.
Makam uçakları, makam araçları, protokol masrafları, yurtdışı seyahatleri, saraylar, 5 maaşlı bürokratlar… Lüks ve şatafat almış başını gitmiş!
Bunlara tasarruf deyince memurun yemeğinden, lojmanından tasarruf ediyor, okulların temizliğinden tasarruf ediyor, belediyelerin hizmetlerin tasarruf ediyor.
Milletin yemesinden içmesinden, millete yapılan hizmetten, çocukların okuluna yapılan temizlikten tasarruf yapacağına makam araçlarından, uçaklarından, protokol masraflarından tasarruf yapılacak."