18. yüzyılda Çin topraklarında keşfedilen kamkat, zamanla Asya’nın ötesine geçerek Avrupa ve Amerika’da da yetiştirilmeye başlandı. Özellikle Akdeniz ikliminde başarıyla üretilebilen bu küçük narenciye türü, hem sıcak hem de soğuk hava koşullarına karşı dayanıklılığıyla öne çıkıyor.
Kamkatın Özellikleri
Kamkatın kabuğu canlı turuncu renkte ve meyvesi üzüm ile portakal arasında bir büyüklüğe sahip.
Besleyici Bir Meyve: Kamkat
Yüksek su içeriği ve düşük kalorili yapısıyla diyet yapanların tercih listesinde ilk sıralarda yer alıyor.
Vitamin ve Mineral Deposu: Kamkat
Hem meyve eti hem de kabuğu tüketilebilen bu narenciye, bol miktarda C vitamini, A vitamini, potasyum, kalsiyum, demir ve magnezyum içeriyor. Özellikle 100 gram kamkat, günlük C vitamini ihtiyacının %70’ini karşılayabiliyor.
Sindirimi Destekleyen Kamkat
Kamkat, lif bakımından oldukça zengin bir meyve olarak sindirimi düzenleyici etkisiyle dikkat çekiyor.
Antioksidan Gücüyle Kamkat
Flavonoid ve polifenoller bakımından zengin olan kamkat, serbest radikallerin yol açtığı hücresel hasarları azaltarak yaşlanmayı geciktiriyor.
Kamkatın Sağlığa Faydaları
Kamkat, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve oksidatif stresi azaltarak birçok sağlık sorununa karşı vücudu koruyor.
Kamkatın Lezzetli Kullanım Alanları
Kamkat, reçel, smoothie, tatlılar, salatalar ve ana yemeklerde kullanılarak farklı lezzetler yaratılabilir.
Günlük Tüketim Önerisi ve Çeşitleri
Uzmanlar, kamkatın günde 2 ila 3 adet tüketilmesini öneriyor ve farklı türlerinin olduğunu belirtiyor.
Kamkat, narenciye ailesinin özel bir üyesi olarak farklı çeşitleriyle sofralarda ve endüstriyel üretimde değerlendirilmektedir.
Kaynak: Haber Merkezi